Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunda, enflasyonunun yıl içinde %50-55 bandına yükselmesini, yıl sonunda da %23 civarında olmasını beklediğini açıkladı. Merkez Bankası Başkanı da 2021 yılının son çeyreğinde döviz kuru gelişmelerinin enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicilerinden birisi olduğunu aktardı.
2021 yılında faiz indirimlerine giden Merkez Bankası, reel faizleri aşağı çekerek kurun yukarı yönlü çıkışında temel aktör olmuştu. Bugün yapılan açıklamalarda kurun enflasyonu artırdığı kabul edilse de TCMB’nin faiz politikasının kur üzerindeki etkisi kulak ardı ediliyor.
Merkez Bankasının ana hedefinin fiyat istikrarı olduğu söylense de, para politikasının ihracatı artırarak ana hedefinin büyüme olmaya devam edeceği görülüyor. Ekonomi yönetiminin kuru ve dolayısıyla enflasyonu da mali kaynaklarla kontrol altına almayı hedeflediğini görüyoruz.
TCMB Başkanı, reel faizlerin sadece Türkiye’de değil dünyada birçok ülkede negatif alanda olduğu aktararak, faiz oranlarının aslında önemsiz bir politika aracı olduğunu söylüyor. Ancak enflasyonu aşağı çekmek için birçok ülkede merkez bankasının faiz oranlarını artırdığı veya artırmaya gideceğine değinmiyor.
Yapılan bir diğer açıklama da kurdaki değer kaybının ihracat potansiyeline olan katkısına ilişkin. TCMB Başkanı en son yaptıkları çalışmada zannedildiğinin aksine ülkemizde ihracatın ithalata bağımlılığının %25-30 gibi düşük bir oranda olduğunu söyledi. Buradan da anlıyoruz ki kurdaki değer kaybı ile ihracatta önemli bir ivmelenme bekleniyor.
TCMB Başkanı ayrıca ihracat gelirlerinin belli bir kısmının TL’ye çevirme zorunluluğunun da mutlaka olması gereken bir düzenleme olduğunu iletti. Bu açıklama ile kurda yeni bir baskı halinde ihracat gelirlerinde TL’ye çevirme oranının artırılabileceğini anlıyoruz.
Merkez Bankasının artan enflasyona rağmen para politikasında herhangi bir artışa gitmeyeceğini açıklaması ve 2022 yılında başta ABD Merkez Bankası olmak üzere birçok merkez bankasının faiz oranlarını artıracak olması ile TL üzerindeki baskı artacaktır. Kurun, mali kaynaklarla baskılanmasını ise kalıcı bir politika aracı olarak değerlendirmek zor görünüyor. Bu çerçevede gerek TL, gerekse enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü baskılar devam edebilecektir.