Bu soruya Kur Korumalı Mevduat örneğinden cevap vermeye çalışalım.
KKM’nin şirketlere sunduğu ana para kur koruması, kambiyo gelirlerinden ve faiz kazancından muafiyet gibi önemli havuçlara rağmen, BDDK verilerine göre, 17 Haziran itibarıyla, şirketler toplam mevduatlarının yaklaşık %60’ını yabancı parada tutuyor. Bu oran, 2015’li yıllarda %30 dolaylarındaydı. Yine KKM’ye rağmen yıl sonundan bu yana dolar TL’ye karşı yaklaşık %50 arttı.
BDDK’nın 24 Haziranda açıkladığı düzenleme bu aşamada sadece bağımsız denetime tabi firmaları etkileyecek. KOBİ’lerin büyük kısmı kapsam dışı duruyor. Düzenlemeden etkilenecek firmaların lobi gücüyle izleyen günlerde limitlerde esneme görebiliriz.
Düzenlemeye tabi olacak firmalardan acil işletme kredisi ihtiyacı olanlar döviz varlıklarını bozabilir. Diğer firmalar ise, KKM örneğinden de yola çıkarak, yabancı para pozisyonunda değişiklik yapmayabilir.
Öte yandan firmaların krediye erişimini azaltmak ekonomik aktivite, iç talep ve istihdamı olumsuz yönde etkileyecektir.
Birçok ekonomide siyasiler bu yüzden faiz oranlarının artmasını istemez.
Türkiye’de ise ekonomik aktivite düzenlemelerle baskılanırken para ve maliye politikaları gevşek bir yapıda yürütülüyor. Kur ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı devam ederken kredi kanalının sıkılması, yurt dışında sıkça konuşulan stagflasyon riskini yurt içinde görme ihtimalini de artırıyor.